23 NİSAN TARSUS KATLİAMI

Demokratik hukuk devletiyiz, çağdaş sosyal devletiz... diyorlar. Onların hukuku kontrgerilla hukukudur. Bu hukukta bütün halk potansiyel olarak terörist'tir, suçludur. Halkı katlederler, halka zulmederler. Kimi zaman MHP'li faşistleri, kimi zaman da Hizbullah gibilerini kullanırlar. Bunlar da yetmedi mi, devletin resmi güçlerine halkı katlettirirler. Herşey bir avuç egemenin ve emperyalizmin istikrarı içindir. Çorum'da, Sivas'ta, Gazi'de, 1 Mayıs 77'de ve daha birçok yerde halkı, bu mantığın, bu hukukun ve bu politikaların sonucunda katletti bu devlet. İşte bunlardan, oldukça az bilinenlerden biri de Tarsus katliamıdır: 23 Nisan günü Tarsus'ta, hasta babasına ilaç almaya giden 15 yaşındaki bir kız çocuğu Adana-Mersin karayolunda kamyon altında kalarak öldü. Ölüm haberi kısa sürede çevre mahallelerden duyuldu. Aynı yolda daha önce de 24 kurban verilmişti ve halk önlem alınması için defalarca yetkililere başvurmuştu. Ama soruna hiç bir çözüm getirilmediği gibi orada yaşayan insanların kendi elleriyle yola yaptıkları kasisler bile sökülmüştü. Son kaza cinayetini duyan halk akın akın kaza yerine geldi. Burada toplanan büyük kalabalık yola barikatlar kurdu ve ilgilileri, yetkilileri protesto ettikleri bir gösteri yaptı. Jandarma ve polisler gösteri yapan halkın üzerine rastgele ateş açtı. Saldırıda 10 kişi can verdi, ayrıca 21'i ağır olmak üzere 300 kişi yaralandı. Yüzlerce kişi de gözaltına alındı. Katliam çatışma çıktı, asker de ateş açtı yalanı ile örtbas edilmeye çalışıldı. Ama o gün, o yolda olanlar çok açık görmüşlerdi ki, bu devlet halkın düşmanıdır ve gözünü kırpmadan halka kurşun yağdırabilir. Aksini iddia edenler için işte kanıt: Tarsus, Çorum, Gazi, Maraş, Sivas...